CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ayağının meskende geçirdiği kaza sonrası kırılmadığı aslında silahla vurulduğu başta FETÖ’cü hesaplar olmak üzere birçok toplumsal medya hesabından paylaşıldı. Özgür Özel bunun üzerine açıklama yaparak, ““FETÖ’cü hesapların yaydığı bir palavra, daha sonra üzerine eklenerek, boyutlandırılarak kasıtlı olarak devam ettirildi” dedi. Özgür Özel ayrıyeten ayağının röntgen sinemasını de paylaştı.
YENİ ŞAFAK MANŞETİ: ÖZGÜR ÖZELİ YEDİRMEYİZ
Yeni Şafak gazetesi genel yayın yönetmeni Hüseyin Likoğlu, bugünkü köşe yazısında FETÖ’cü hesapların “Ayağından vuruldu” diyerek maksat aldığı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e sahip çıktı. Gazete de Likoğlu’nun yazısını “Özgür Özel’i FETÖ’ye yedirmeyiz” başlığını attı.
Likoğlu’nun yazısı şöyle:
“28Mayıs’tan bu yana CHP hareketli. CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmesiyle başlayan çalkantı, 31 Mart seçim başarısına karşın devam ediyor. 1960 darbesi sonrası tarihine baktığımız vakit CHP’de iç uğraşlar daima olmuştur.
Normal kurallarda CHP’de yaşananlar geçmişe bakılarak doğal bulunabilir. Lakin son 15 yıldır yaşananlar bildiğimiz CHP iç çabasının dışında bir durum. CHP’de son 15 yılda yaşanan iç çalkantılar, dış müdahaleler yüzünden oluyor.
2010 yılının Ocak ayında çok ünlü, siyasete burnunu sokmayı seven bir işadamı, Deniz Baykal’ı makamında ziyaret edip, “Çok iyi gidiyorsunuz” diyerek, parti içine yönelik birtakım kanılarını paylaşmış. Merhum Deniz Baykal, kelam konusu fikirlerden hiç hazzetmemiş. Fakat olayı bir mühlet kimseyle paylaşmamış.
Aradan 4,5-5 ay geçmiş, Fetullahçı Terör Örgütü’nün Baykal’a yönelik kumpası ortaya çıkmış ve Türk siyasetinde eşi, emsali görülmemiş bir dizayn gerçekleşmişti. Deniz Baykal istifa etti. Ankara’da bütün uğraşlar Baykal’ı istifadan vazgeçirme istikametinde seyrederken, Kemal Kılıçdaroğlu da birebir kapsamda Baykal’ı ziyaret etmişti. Zinhar genel başkanlığa aday olmayacağını ilan eden Kılıçdaroğlu, bu açıklamasının üzerinden
12 saat geçmeden adaylığını ilan etti.
Ünlü işadamının tabiriyle CHP’de işlerin çok âlâ gittiği bir devirde genel lider değişikliği oldu. CHP’de beklenmedik siyasi dizayn sonrası Türk siyasetinde yaşanan kutuplaşma, siyasi düşmanlık, nefret söylemi üzere çok ağır tahribatların yanında, öteki siyasi partilerde de siyasi dizayn kumpasları kendini göstermeye başladı.
2011 seçimleri öncesinde MHP’nin başkanlık divanı maksat alındı, Devlet Bahçeli’nin 10 kurmayı istifa ettirildi. Belirli ki maksat MHP’yi ele geçirme ve seçimlerde baraj atında kalmasını sağlayıp, Meclis dışında bırakmaktı. Zira 2007 seçimlerinde Meclis’e giren MHP, Cumhurbaşkanlığı seçimi başta olmak üzere vesayetçilerin birçok tezgâhını bozmuştu. FETÖ birebir periyotta 120’ye yakın aday adayıyla AK Parti’ye sızmaya çalışmıştı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun dış müdahaleyle CHP’nin başına getirilmesinin akabinde Türkiye içeride ve dışarıda büyük badirelerle karşılaştı. 2012’de MİT krizi, 2013’te Seyahat olayları ve 17-25 Aralık kumpası, 15 Temmuz 2016’da darbe teşebbüsü, hudut ötesi operasyonlar… Ve maalesef Kemal Bey bütün bu kırılma anlarında daima devletin karşısında yer aldı.
2019 yerel seçimleri Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi ömrünü uzattı. Bu müddet zarfında tüm Tayyip Erdoğan karşılarını bir masa etrafında toplamayı başardı. Lakin bütün dış dayanaklara rağmen Kemal Bey sandıktan çıkmayı başaramadı. Böylelikle CHP’de yeni bir iç hesaplaşma devri başladı.
ÖZGÜR BEY DÜŞÜNDÜKLERİ ÜZERE BİR SİYASETÇİ ÇIKMADI!
Kemal Bey’den umudunu kesenler, emanetçi gördükleri Özgür Özel ile yollarına devam etmeye karar aldı. Zoom toplantılarıyla ortamı hazırladılar, belediyelerin nakdî takviyesiyle delegeleri satın alarak, Kılıçdaroğlu’nu devirmeyi başardılar.
Ancak beklemedikleri bir durum oldu. Özgür Bey düşündükleri üzere bir siyasetçi çıkmadı. Yılların Meclis tecrübesiyle emanetçi değil, kalıcı genel lider profili çizdi. 31 Mart seçimlerindeki başarısıyla genel başkanlıktan liderliğe yanlışsız yol almaya başladı.
BAYKAL’DAN VE İNCE’DEN SONRA SIRA ÖZGÜR ÖZEL’DE Mİ?
2010 öncesi siyasi anlayışı ve siyasi düşmanlığı bir kenara bırakıp, siyasi rekabeti dillendirmeye başladı. Olağanlaşma telaffuzunu, olağanlaşma adımlarıyla sürdürdü. Bu durum birilerini çok üzücü rahatsız etti.
Özgür Bey aleyhine yavaş yavaş hareketlenmeler başladı. Kapı gerisi görüşmeler, olağanlaşma zıddı tenkitler birbirini takip ederek geldi. Son olarak, Özgür Özel’in geçirdiği mesken kazası sonucunda ayağının incinmesi üzerine FETÖ nahoş yüzünü göstermeye başladı.
Fetullahçı Terör Örgütü mensubu açık-gizli hesaplar, Özgür Özel’in kazasıyla ilgili dedikodu sistemini süratle devreye aldı. Birisi Özgür Bey’in vurulduğunu tez etti, başkası “Bar-pavyon kavgası” dedi. Bu basamağa gelindiğine nazaran daha iğrenç metotlara de başvurabilirler.
Özgür Özel durumun ciddiyetini ve kaynağını tespit ederek, şu açıklamayı yapmak zorunda kaldı: “FETÖ’cüler bana Ergenekon ve Balyoz’dan beri gıcıklar. Bize her fırsatta saldırıyorlar. Birisi yazmış ‘Özel kurşunla yaralandı.’ Sonra da abuk sabuk, aklı sıra muhalif tipler var ya, bize muhalif. Onlar bir şeyler yazmış. Lüzumsuz… Canımı FETÖ’cüler sıkmıyor da kendine CHP’li ve Atatürkçü diyenler peşine takılıyor, o canımı sıkıyor.”
Özgür Özel, FETÖ’nün bu dedikodusuyla boğuşurken, Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu, uzun bir vakit sonra birinci defa bir ortaya geldi. Deniz Baykal ve Muharrem İnce’den sonra sıra Özgür Özel’de mi?”